the leans - Turkish English Dictionary

the leans

Meanings of "the leans" in Turkish English Dictionary : 64 result(s)

English Turkish
Common Usage
lean v. eğilmek
That painting is leaning to the left.
Bu resim sola doğru eğilmiş.

More Sentences
lean v. yaslanmak
I leaned against the wall and lit a cigarette.
Duvara yaslanıp bir sigara yaktım.

More Sentences
lean v. dayamak
Tom leaned the ladder against the wall.
Tom merdiveni duvara dayadı.

More Sentences
lean adj. yağsız
The doctor said I should only eat lean meat.
Doktor sadece yağsız et yemem gerektiğini söyledi.

More Sentences
General
lean v. yaslamak
He leaned his baseball bat against the fence.
Beyzbol sopasını çite yasladı.

More Sentences
lean v. yaslanmak
He laid down his pen and leaned back in his chair.
Kalemini bıraktı ve sandalyesine yaslandı.

More Sentences
lean v. güvenmek
Don't lean too much on others.
Diğerlerine çok fazla güvenmeyin.

More Sentences
lean v. dayamak
We leaned the ladder against the wall.
Merdiveni duvara dayadık.

More Sentences
lean adj. ince
She has always had a lean figure.
Onun her zaman ince bir vücudu olmuştur.

More Sentences
lean adj. verimsiz
His company recovered after several lean years.
Şirketi birkaç verimsiz yılın ardından toparlandı.

More Sentences
lean adj. zayıf
Tom is lean and tall.
Tom zayıf ve uzun.

More Sentences
Trade/Economic
lean adj. yalın
Lean strategies help companies foster.
Yalın stratejiler şirketlerin gelişmesine yardımcı olur.

More Sentences
Technical
lean eğilmek
She leaned over the railings to see him.
Onu görmek için parmaklıkların üzerinden eğildi.

More Sentences
Common Usage
lean v. dayanmak
lean adj. cılız
General
lean n. meyil
lean n. dayanma
lean n. eğilme
lean n. abanık
lean n. meyletme
lean n. yağsız veya az yağlı et
lean v. meyletmek
lean v. meyilli olmak
lean v. yana yatmak
lean v. eğri durmak
lean v. eğilim göstermek
lean v. kaykılmak
lean v. eğmek
lean v. eğik olmak
lean v. eğri durmak
lean v. eğri olmak
lean adj. kıraç
lean adj. nahif
lean adj. lagar
lean adj. algın
lean adj. yağsız (et)
lean adj. çok zayıf
lean adj. kıt
lean adj. arık
lean adj. sıska
lean adj. etsiz
lean adj. dayalı
lean adj. ürünsüz
lean adj. (et) yağsız
lean adj. yaslı
lean adj. eğik
lean adj. fakir
lean adj. mahsulsüz
lean adj. yetersiz
lean adj. özelliksiz
lean adj. düşük nitelikli
lean adj. yakıt yönünden fakir
lean adj. az yağlı
lean adj. yağı az
Irregular Verb
lean v. leaned/leant - leaned/leant
Technical
lean v. dayanmak
lean yavan
lean yana atmak
Construction
lean adj. az çimentoyla yapılmış (beton)
Dyeing
lean adj. yağ oranı az (boya)
Automotive
lean adj. seyreltik (yakıt karışımı)
Mining
lean adj. yüksek mineral içeriği olmayan (cevher)
Printery
lean adj. ince görünümlü (matbaa harfi)
British Slang
lean sarhoş

Meanings of "the leans" with other terms in English Turkish Dictionary : 6 result(s)

English Turkish
General
the lean times n. sıkıntılı dönemler
lean out of the window v. pencereden sarkmak
lean out of the window v. pencereden aşağı sarkmak
lean out of the window v. pencereden dışarı sarkmak
lean back on the wall v. sırtını duvara yaslamak
Idioms
lean towards the idea that v. fikrine meyilli olmak